
Bilimin Öncüleri kitabında, öncelikle bilim etkinliğine ilişkin temel kavramlar ele alınmış, bilim tarihine kısaca değinilmiş, bilimsel düşünme yöntemi irdelendikten sonra modern bilimin öncülerine yer verilmiştir.
Kitapta bilim insanının, ne türden olursa olsun olguları düzenli betimleyen, aralarındaki ilişkileri betimleyip açıklayan ve tüm bunları yaparken bilimsel yöntemi uygulayan kişi olduğu vurgulanmaktadır. Bilimin etkinlik alanı sınırsızdır, işleyeceği olgu sonsuzdur. Doğada olup biten her şey, toplumsal yaşamın her cephesi, geçmişte ve şimdi oluşan tüm gelişmeler bilimin inceleme alanı içindedir. Ancak bilimlerin ortak özelliği araştırma konularında değil, konularına yaklaşımlarında izledikleri yöntemdir.
Bilimsel araştırmanın olgu toplamak demek olmadığı, doğruluğu denenen bir görüş, varsayım ya da kuramın açıklama konusu olan bir problemle başladığı iddia edilmektedir. Bu bağlamda bilim adamlarının olup bitenleri dikkatle gözlemleyerek topladıkları olguları sınıfladıkları, bildikleri diğer olguların ışığında yorumladıkları, bunun sonucunda bulgularını açıklamak için kuramlar oluşturdukları, yeni gözlem verilerine başvurarak kuram ya da genellemeleri test ettikleri, test edilen kuramın olgulara uygun düşmesi durumunda, doğruluğu kabul edildiği; ters düşmesi durumunda, düzeltildiği ya da açıklayıcı yen bir kuram oluşturulduğu söylenebilir.
Bilimsel araştırma üç süreç çerçevesinde toplanabilir; birincisi her araştırmanın bir problemden bir açıklama ihtiyacından kaynaklandığıdır. Bilimin bazı evrelerinde varolan kuramlar ilişkin olduğu olgusal verilerin tümünü açıklamada yetersiz kalabilir bu durumda soruna duyarlı bilim adamları çözüm arayışına yönelir. İkincisi, bu arayışın daha yeterli kuramlar oluşturuluncaya dek sürdüğüdür. Üçüncüsü ise getirilen her çözümün denemeye açık bir önerme olduğudur. Doğru olup olmadığı olgulara gidilerek denenir.
Kitapta ayrıca özgün çalışmalarıyla öncü bilim adamlarının kişilik özellikleri ve bilim tarihindeki yerleri tanıtılmıştır. Bu bölümde bilimsel çalışmaların çıkış noktaları (gereksinim ya da araştırma ihtiyacı gibi), bilim adamlarının problem çözmede kullandıkları yöntem ve sonuca ulaşmada izledikleri adımlar dikkatle incelenmelidir. Bazı bilim adamları çözüm isteyen gözlem ve varsayıma dayanan bir sorunla karşılaşmış, olaylar arasında ilişki kurarak bilimsel bilgiye ulaşmış; bazıları ise gözlem ya da ölçme verileriyle değil, soyut düşünceler ve düşünceler arasındaki mantıksal bağıntılarla bilimsel bilgiye ulaşmışlardır.
Kitapta bilim, bilimsel yöntem ve araştırma süreci tanımlanırken sosyal bilimlere ilişkin çalışmalar göz ardı edilmiş, daha çok matematik ve doğa bilimlerine ilişkin örneklere yer verilmiştir. Sosyal bilimler alanında çalışma yapmış öncü bilim adamlarına da yer verilmemesi okuyucular tarafından olumsuz bir yaklaşım olarak algılanabilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder