28 Ekim 2007 Pazar

Bilimin Öncüleri Kitabına İlişkin Görüşlerim


Bilimin Öncüleri kitabında, öncelikle bilim etkinliğine ilişkin temel kavramlar ele alınmış, bilim tarihine kısaca değinilmiş, bilimsel düşünme yöntemi irdelendikten sonra modern bilimin öncülerine yer verilmiştir.


Kitapta bilim insanının, ne türden olursa olsun olguları düzenli betimleyen, aralarındaki ilişkileri betimleyip açıklayan ve tüm bunları yaparken bilimsel yöntemi uygulayan kişi olduğu vurgulanmaktadır. Bilimin etkinlik alanı sınırsızdır, işleyeceği olgu sonsuzdur. Doğada olup biten her şey, toplumsal yaşamın her cephesi, geçmişte ve şimdi oluşan tüm gelişmeler bilimin inceleme alanı içindedir. Ancak bilimlerin ortak özelliği araştırma konularında değil, konularına yaklaşımlarında izledikleri yöntemdir.


Bilimsel araştırmanın olgu toplamak demek olmadığı, doğruluğu denenen bir görüş, varsayım ya da kuramın açıklama konusu olan bir problemle başladığı iddia edilmektedir. Bu bağlamda bilim adamlarının olup bitenleri dikkatle gözlemleyerek topladıkları olguları sınıfladıkları, bildikleri diğer olguların ışığında yorumladıkları, bunun sonucunda bulgularını açıklamak için kuramlar oluşturdukları, yeni gözlem verilerine başvurarak kuram ya da genellemeleri test ettikleri, test edilen kuramın olgulara uygun düşmesi durumunda, doğruluğu kabul edildiği; ters düşmesi durumunda, düzeltildiği ya da açıklayıcı yen bir kuram oluşturulduğu söylenebilir.
Bilimsel araştırma üç süreç çerçevesinde toplanabilir; birincisi her araştırmanın bir problemden bir açıklama ihtiyacından kaynaklandığıdır. Bilimin bazı evrelerinde varolan kuramlar ilişkin olduğu olgusal verilerin tümünü açıklamada yetersiz kalabilir bu durumda soruna duyarlı bilim adamları çözüm arayışına yönelir. İkincisi, bu arayışın daha yeterli kuramlar oluşturuluncaya dek sürdüğüdür. Üçüncüsü ise getirilen her çözümün denemeye açık bir önerme olduğudur. Doğru olup olmadığı olgulara gidilerek denenir.

Kitapta ayrıca özgün çalışmalarıyla öncü bilim adamlarının kişilik özellikleri ve bilim tarihindeki yerleri tanıtılmıştır. Bu bölümde bilimsel çalışmaların çıkış noktaları (gereksinim ya da araştırma ihtiyacı gibi), bilim adamlarının problem çözmede kullandıkları yöntem ve sonuca ulaşmada izledikleri adımlar dikkatle incelenmelidir. Bazı bilim adamları çözüm isteyen gözlem ve varsayıma dayanan bir sorunla karşılaşmış, olaylar arasında ilişki kurarak bilimsel bilgiye ulaşmış; bazıları ise gözlem ya da ölçme verileriyle değil, soyut düşünceler ve düşünceler arasındaki mantıksal bağıntılarla bilimsel bilgiye ulaşmışlardır.
Kitapta bilim, bilimsel yöntem ve araştırma süreci tanımlanırken sosyal bilimlere ilişkin çalışmalar göz ardı edilmiş, daha çok matematik ve doğa bilimlerine ilişkin örneklere yer verilmiştir. Sosyal bilimler alanında çalışma yapmış öncü bilim adamlarına da yer verilmemesi okuyucular tarafından olumsuz bir yaklaşım olarak algılanabilmektedir.

18 Ekim 2007 Perşembe

Bilim ve İktidar Kitabına İlişkin Yorumlarım


Bilim ve iktidar kitabı eski çağlardan günümüze uzanan bilimle iktidarın iç içe geçmiş ilişkisine değinmiştir.


Eski çağ bilim insanlarının bilimsel çalışmalarına, bu çalışmaları sonucu bilime ve insanlığa katkılarına dikkat çekilirken orta çağda bilimin ve bilim insanlarının kilisenin otoritesiyle giriştiği mücadeleye yer verilmiştir. Yine orta çağda kilise otoritesinin artmasıyla birlikte bilimsel çalışma yapan kişilere baskı yapıldığı bilimsel çalışmalar yapmaları engellendiği vurgulanmıştır.
On yedinci yüzyılda bilim ve sanat alanında yapılan yeniliklerle birlikte bilimsel çalışmalar Rönesansın etkisiyle yeniden eski saygınlığını kazanmış, iktidar tarafından desteklenmiştir. Bu dönemde iktidarın da desteğiyle bilimsel çalışmalar hız kazanmıştır.


İktidarın bilime olan desteği zaman zaman bilimin iktidara hizmet etmesi şeklinde yön bulmuş, bu durum da etiğe aykırı çalışmalarla sonuçlanmıştır. Atom bombası örneğindeki gibi iktidarın, elindeki sınırsız kaynakları kullanarak sözde insanlık yararına yaptırdığı çalışmaların zarar verici sonuçlarının oluşturduğu tahribatlara dikkat çekilmiştir.


Bilimin doğayı araştırırken elde ettiği bulgular, onu tahrip edici sonuçlara götürmemelidir. Bilim, iktidarın sağladığı kaynakları yeni bir şeyler bulmak pahasına doğaya ve insanlığa zarar verecek yönde kullanmamalıdır. Bu bağlamda iktidarın ideolojik arzuları doğrultusunda doğrulara yön verilmemesi gerektiği söylenebilir. Modern bilimin temellerinin atıldığı eski çağlarda doğayı anlama uğraşları içinde olan bilim adamlarının saf ve iyi niyetleri günümüz bilim adamlarının kılavuzu olmalıdır.


Bilimin, iktidarın hizmetinde olduğu, çıkarlarına aykırı hareket edemeyeceği düşüncesindeyim. Bilim ile iktidarın birbirini etkilediği kuşkusuz; siz ne düşünüyorsunuz günümüzde bilim mi iktidarın emrinde yoksa iktidar mı bilimin?

7 Ekim 2007 Pazar

Modern Araştırmacı Kitabına İlişkin Yorumlarım


Modern Araştırmacı kitabında bilimsel araştırma ilke ve yöntemlerine, bilimsel yazma konuşma ve yayımlama ilkelerine ayrıntılı biçimde değinilerek akıcı bir dille ifade edilmiştir.

Kitapta bir araştırmacının bilimsel bir çalışma yürütürken kullanacağı yöntem ve tekniklere yer verilmiştir. Kullanılan araçlar, günümüz teknolojilerinin bizlere sunduğu olanakların çok altında olmasıyla birlikte; güncel teknolojilerin araştırma sürecinde işe koşulmasından bahsedilmemiştir. Örneğin görüşme sırasında konuşma kartlarının kullanılması gerektiği vurgulanmış bu kartların kullanımına ilişkin okuyuculara tavsiyelerde bulunulmuştur. Oysaki günümüzde görüşme esnasında kartlar yerine dijital ortamda ses kaydı yapılmasının daha kullanışlı olacağı söylenebilir. Ses kaydının daha sonra defalarca dinleme, taşınabilme, başka ortamlara aktarılabilme ve arşivlenebilme özellikleri nedeniyle konuşma kartlarına göre araştırmacılara daha zengin olanaklar sunduğu söylenebilir.

Kitap genel olarak akıcı bir dille yazıldığı için okuyucuyu sıkmayacak niteliktedir. Kitabın başlangıç bölümleri gayet akıcı ve sürükleyici olmasına karşın son bölümlerinde yazarın deneyimlerine çok fazla değinilmesi nedeniyle okuyucuyu zaman zaman yorabilmektedir.
Genel olarak Modern Araştırmacı kitabının bilim insanları için bir başvuru kitabı olabileceği söylenebilir.
Barzun, J., ve Henry, F.G. (2001). Modern Araştırmacı (12. Basım) Çeviren: Fatoş Dilber. Ankara: TÜBİTAK.